Ev, Evde Olma ve Covid - 19 Pandemisi Üzerine Bir Deneme
Evcimenlik, ev olarak tanımlanan yerin kendisine yönelik bir bağlılığı ve o yer dolayımıyla elde edilen mutluluğu ya da mutluluğun, bu yer üzerinde kazanılmasına yönelik bir eğilimi içermektedir. Bu bağlamda, pratiğe ilişkin bir eğilime ve tercihe işaret eden evcimenlik konusunda, her şeyden önce “ev”in anlamından hareket etmek gerekmektedir. McAndrew (2015), Psychology Today için kaleme aldığı yazısında evin tanımını şu şekilde vermektedir:
“‘Ev’, kontrolde ve zaman ve mekânda uygun biçimde yönlendirildiğinizi hissettiğiniz; öngörülebilir ve güvenli bir yerdir. Robert Frost’un sözleriyle ‘Ev, gitmek zorunda olduğunuzda, sizi içeri almaları gerektiği bir yerdir’. Kısaca ‘ev’, siz ve geri kalan dünya arasındaki birincil bağlantıdır.”
Dolayısıyla, bu tanımından yola çıkarak, eve ilişkin olarak şunlar ön plana çıkmaktadır: kontrol, öngörülebilir bir akış, kabul edilme ve tüm bunlar üzerinden tesis edilen bir güven. Tüm bunlar aslında toplumsal olarak ihtiyaç duyduğumuz güvende olma durumunun da bileşenlerini oluşturmaktadır. Ontolojik güvenlik olarak tanımlanan bu güven türü, öngörülebilir toplumsal eylemliliklerin bir parçası olmak üzerinden tesis edilen ‘toplumsala dahil olma’ durumu üzerinden türemektedir (Giddens, 1984). Bu bağlamda, ev üzerinden tesisi edilen güven daha geniş bir toplumsal güven ağıyla ilişkilidir.
Covid- 19 pandemisinin hayatımıza girmesiyle beraber, toplumsal ilişkilerimizin rutinliği ve dolayısıyla onlar üzerinden inşa edilen ontolojik güvenliğimiz sekteye uğradığından; daralan dış mekân etkileşimlerimizi iç mekânlara, evlerimize aktarmak zorunluluğu ile karşı karşıya kaldık. Bununla beraber ev, salt dışarıyla içeriyi ayıran bir mekân değil; aynı zamanda dışarıyla bağlantının bir mekânı olarak yeniden inşa edildi diyebiliriz. Dışarıyla bağlantımızın elimizdeki en güvenli kanalı olarak, ironik bir biçimde bu içerdeki mekânsallık kaldı. Gündelik yaşamımızın dışarıdaki rutinlerini, bu iç mekânsallığa aktarmak, orada organize etmek ve hatta içeride kalarak dışarıya çıkartmak durumunda kaldık. Arkadaş gruplarıyla yapılan uzun çevrimiçi görüşmeler, çalışmanın uzaktan esnek modeli, çevrimiçi eğitime geçiş, artan internet alışverişleri, yoğun sosyal medya kullanımı vb. Dolayısıyla, pandemi ve özellikle kapanmaların yoğunluklu olarak yaşandığı dönem boyunca ev, güvenin yeniden tesisi için, yeniden yapılandırılan bir mekân olma özelliği sergiledi.
Ev, bu dönemde aynı zamanda, güven üzerine kaplanan bir ‘kir ve toz kitlesi’ anlamında, birileri için de çapak oldu. Özellikle ikili ilişkilerin örgütlendiği bir mekânsallık olarak ev, bu ilişkilerin gerilimini daha da kristalleştirdi. Simmel (1957) ilişkilerin hem uyum, huzur, barış hem de çatışma, gerilim ve iddialaşma içerdiğini ifade eder. İlişkileri karakterize eden bu gerilimin, mekânsallık içine sıkışarak yoğunluğunu artırması, burada eve atfedilen güveni tartışmalı hale getirmektedir. Dolayısıyla ev, pandemi döneminde bir grup insan için güvensizliğin uzamı oldu. Örneğin, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu (n.d.) tarafından yapılan çalışmaya ve 417 kadının katılımından elde edilen verilere göre, çalışan kadınların pandemi dönemiyle evden çalışmaya başlamasıyla beraber, söz konusu kadınların %58’inin psikolojik, %12’sinin fiziksel, %8’inin ise en az bir kez cinsel şiddete maruz kaldığı ortaya konulmaktadır.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, evi mekân cinsinden değil deneyim cinsinden tanımlamanın evcimenliği ise bu deneyimin sonucunda şekillenen pratiğe ilişkin bir eğilim olarak düşünmenin gerekliliği su yüzüne çıkmaktadır.
Kaynakça
McAndrew, F. T. (Ağustos 3, 2015). “Home Is Where the Heart Is, but Where Is “Home”?”, Psychology Today. https://www.psychologytoday.com/us/blog/out-the-ooze/201508/home-is-where-the-heart-is-where-is-home adresinden 17. 03. 2022 tarihinde erişilmiştir.
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu (n.d.), “Salgın Döneminde Çalışma Hayatı ve Ev İçi Şiddet”. M. Ararat; M. Bayazıt; P. Başbay; S. Alkan. 10.5900/SU_SOM_WP.2021.41335. https://turkey.unfpa.org/sites/default/files/pub-pdf/badv_salginsurecindeevicisiddetvecalismahayati_2021.pdf adresinden 18.03. 2022 tarihinde erişilmiştir.
Simmel, G. (1957). Fashion. American Journal of Sociology. 62(6): 541 – 558.
Giddens, A. (1984). Constitution of Society. University of California Press: Berkeley.