Önsöz
Çapak dokuzuncu sayısında “Saha” temasına odaklanıyor. Saha, belirli bir alan ve mekânın merkezde olduğu, düşünceyi ve üretimi biçimlendiren özerk bir çalışma alanı olarak ele alınıyor. Sahaya dayalı uygulama, gözlem, teori ve araştırma temelli metinler ve üretimler ile sahayı farklı noktalardan yorumlamanın olanakları aranıyor.
Eda Yiğit metnine, kendini ve dünyayı anlamanın bir teşebbüsü olarak gördüğü kente dair saha çalışmalarından bahsederek başlıyor ve mevcut zamanda deneyimlerine zemin oluşturan İstanbul’daki Tokatlıyan Han’ın katlarında dolaşarak devam ediyor. Tokatlıyan Han’a sadece bir mekân olarak değil onun etrafında şekillenen hayatlara, karşılaşmalara, anlatılara alan açan; sanatçıların içeriden taşan varlıklarına temas eden bir saha olarak yaklaşıyor.
Nevra Arslantürk ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide saha; bireysel ve kolektif çalışma süreçleri ile sivil toplum ve sanat alanının kendine özgü düşünme biçimlerinin ince nüanslarında tartışılıyor. Söyleşide Türkiye’de hak temelli kültür sanat projelerini destekleyen CultureCIVIC programında saha, yerelin dinamikleriyle şekillenen bir uygulama ve düşünme alanı olarak öne çıkıyor. Arslantürk, topluluk temelli, sivil toplum odaklı çalışmalarına yönelik deneyimlerini “saha”dan aktarıyor.
Portfolyo bölümünde Özge Yağcı’nın ara mekânlara, bu mekanlarda büyüyen ara formlara odaklandığı çalışmalarına yer veriyoruz. Yağcı’nın körleştiğimiz detaylara karşı hassasiyeti bize “olağan-içi” ¹ bir envanterden kaynağını alan, gündelik olana eğilerek yakının etnografisini biçimlendiren bir plastik dil çıkarıyor.
Nilay Kalınbayrak’ın çevirisiyle okuduğumuz Lisa M. Brady’nin metni savaş sonrası Kuzey Kore’nin tarımla biçimlenen ekonomi politikasının doğal yaşamı nasıl dönüştürdüğünü ele alıyor.
Özgül Kahraman ile Batman merkezli bir proje olan “Görmenin Ötesi” üzerine yaptığımız söyleşi, görme yetersizliği olan bireylerin hak temelli taleplerinde sanatı merkeze alıyor. Kahraman, Batman üzerine gerçekleştirilen saha araştırmalarından, proje çıktılarından ve bu sürecin toplumsal etkilerinden bahsediyor.
Orta sayfada “İkile-me” çalışması ile yer alan Aysel Alver, bozkır ve taşranın kendine has yapısında yaşadığı yer olan Mardin’i bir saha olarak düşünüyor ve Lev Kuleşov’un “Kuleşov Etkisi” teorisiyle düşünülebilecek ikiz bir yapı ortaya koyuyor.
Esra Oskay’ın çeviri metni, 1970 yılında sanatçı John Baldessari’nin Kalifornia Sanat Enstitüsü’nde verdiği “Post-Studio” dersi için hazırladığı egzersizlereyer veriyor. Bu egzersizler atölyenin anlamını, üretim sürecini yeniden düşündürecek bir öneri olarak karşımıza çıkıyor.
Ayşe Nahide Yılmaz Duppini Sanat Grubu’nun Bulgaristan’da düzenlediği 12. Uluslararası Gabrovtsi Sanat- Doğa Sempozyumu deneyimini anlattığı metnine Ankara’dan Gabrovtsi’ye uzanan yolculuğuyla başlıyor. Sanatın sahasından kişisel karşılaşmalarına uzanan bir akış sunuyor.
Esra Oskay, 26-30 Haziran’da Mardin’de gerçekleşen Ceren Solmaz’ın “Geçmişin Deneyimi” sergisini ele alıyor. Serginin merkezinde yer alan Solmaz’ın çocukluğunun geçtiği Sivas Divriği’deki evlerine dair anlatıyı, eve bir kazı alanı olarak yaklaşan sanatçının yöntemine odaklanarak okuyor.
Gizem Ünlü, 16-31 Ekim tarihlerinde Tokatlıyan Han’da gerçekleşen “Polifonik Bir Bahçe” sergisini kaleme alırken sergiye hâkim olan kolektif ve çoğul düşünme biçimini takip ediyor. Ünlü, hanla kurulan ilişkide gördüğü açıklığı ve çok sesliliği, metindeki bağları birbirine yedirmeden parça parça, alt alta ve yan yana gelen düşünce akışında, soru işaretlerini ve tedirginliklerini de aktararak bize hissettiriyor.
Bu sayının oluşturulmasında katkısı olan herkese teşekkür ederiz, iyi okumalar dileriz.
Esra Oskay & Seniha Ünay
¹ Perec, G.(2020). Olağan-içi Gündelik Hayatın Envanteri. Everest