Çeviri: Öner Taylan Öztürk
Hayatta Kalma
Haziran 2021
Macon Konutları idaresi yerin altına gömülü bir zaman kapsülü bulmuş olabileceklerini açıklar. Yönetimin CEO’su, June Parker, Teknik Servis Binasının dışında, bir bayrak direği etrafında, yeraltı kasasına benzeyen bir kutu keşfettiklerini bildirir. Macon Konutları yönetimi, içinde ne olduğunu ortaya çıkarmak için Pazartesi öğleden sonra dörtte kutuyu açar.3
2017 yazında Tindell tepelerinde, Macon Georgia’da, yeniden kalkınma Macon Konut idaresi, zaman kapsülüne benzeyen bir içeriğe sahip gizemli bir kasa keşfetti. Bu toplu konut projelerinin yapım alanlarında ya da gelecekte yapılması planlanan alanlarda birçok kutu bulundu. 1925’e tarihlenen bir zaman kapsülü ise 2011 yılında Cumberland, Maryleand’da, gelecekte yapılması planlanan düşük maliyetli konut projesinde ortaya çıktı. 1937’den kalma bir başkası 2013 yılında Toledo, Ohio’daki Brand-Whitlock toplu konut kompleksinin yıkımı sırasında keşfedildi. 1941’den kalma bir diğeri 1997’de Hartford Connecticut’ta “harap durumdaki” Charter Oak Terrace toplu konut alanının yıkımı sırasında bulundu. 1909 tarihli bir kapsül ise günümüzde Michigan Eyaleti Toplu Konut İdaresi tarafından yönetilen Burton Heights Methodist Kilisesinin eski yeri Grand Rapids Michigan’daki Garfield Park Sitesinde ortaya çıktı.
Zaman Kapsüllerinin tarihi insanlığın zamanı kaydetmeye başlamasına kadar dayanır ve tipik olarak farklı kültürlerin zamanı ve zamansallığı nasıl kavradıklarını ifade eder. Bununla birlikte, modern zaman kapsülleri, genelde Batı merkezli çizgisel zaman kavrayışına ait bir ritüel olarak düşünülür. Zaman kapsülü oluşturmak ve gömmek, Amerika’da oldukça popülerdir ve ayrıntılı olarak belgelenmiştir; genellikle doğum öncesi yapılan bebek partilerinde,4 temel atma törenlerinde, düğünlerde, okul etkinliklerinde yapılır ve hatta kişisel sebeplerle kullanılır.
Zaman kapsüllerine yerleştirilen objeler genellikle günlük objelerdir. Tek başlarına pek kullanışlı değillerdir ve genelde bir özgünlükleri de yoktur. Batı geleneğinde zaman kapsülleri geçmişten geleceğe doğru ilerleyen bir zaman akışı üzerinde işler: geçmiş zamandan geleceğe bir ders olsun diye şimdi bir şeyler gömülür. William E. Jarvis’e göre Amerikan geleneğindeki zaman kapsülleri zaman içerisinde bozulmayacak, “gelecekteki alıcılarına bulundukları yeri net olarak bildirecek” ve belki de en önemlisi bu kapsüllerin “içindekileri ayrıştırıp muhafaza etmelerini” sağlayacak bir şekilde inşa edilmelidir.5
Geleneksel zaman kapsüllerinin içeriklerini ve tarihini incelediğimizde, gelecek Siyah kuşaklar için yapılmış olan kapsüller hakkında çok az bilgi bulunduğu görülür. Bu kapsüllerin içinde bulunanlar çok nadir olarak Siyahların varlığına dair veriler içermektedir. Bunun sebebi bu kapsülleri gömen kişilerin gelecek vizyonlarından Siyahkuşakların geleceğinin titizlikle silinmiş olmasıdır.
Gün ışığına çıkarılmış zaman kapsüllerinin genellikle düşük maliyetli toplu konut alanlarında bulunması önemli bir noktadır. Bunların içerikleri, alternatif, kayıp ya da karanlıkta bırakılmış bir geçmişi ortaya koymaktadır. Marjinalize edilmiş Siyah ve beyaz olmayan diğer toplumların, çoğu zaman sadece mekânsal ve maddi eşitsizliklerden değil, aynı zamanda zamansal eşitsizliklerden, ya da sosyolog Jeremy Rifkin’in tanımıyla “Zaman Gettoları”ndan6 orantısız şekilde etkilendiklerini görürüz. Konut projelerinin altına gömülmüş olan zaman kapsüllerinin genelde belirli bir “açılış” tarihleri yoktur, ki bu onların bazıları tarafından geleneksel zaman kapsülü tanımın dışına itilmesine sebep olur.7 Ancak yeniden yapılaşmanın ortasında köklerinden sökülüp atılmış olan bu zaman kapsülleri, Batının tarihi boyunca gelişen olaylarda Siyahların oynadığı rolün dışlanmasını tersine çevirmeye çalışmaktadır.
En son tespit edilen belgeler 1937 yılına ait gibi görünse de bu zaman kapsülünün ne zaman mühürlendiği net değildir. The Brand Whitlock Homes 1938 yılında açılmıştı. Bu toplu konut kompleksi, New Deal dönemi Bayındırlık İdaresi tarafından istihdamda olmayan vasıflı esnaf ve inşaat işçilerine uygun fiyatlı konut ve istihdam sağlamak için inşa edilmiş, ülkenin en eski kompleksleri arasındadır… Kapsülün içeriği Brand Whitlock Evlerinin inşasının arka planını anlatmaktadır: şehrin merkezindeki birçok evin kötü durumda olduğunu ve o dönemde Siyahların yaşamasına izin verilen az sayıdaki bölgeden biri olan yerde yüksek sayıda tüberküloz vakası görüldüğünü belirten 1934 yılında Toledo’daki konutlar üzerine yapılan bir araştırma, konutların yapıldığı New Deal dönemi programı ile ilgili gazete küpürleri, Bayındırlık İdaresinin kompleks için taslakları; 2 Ağustos 1936 tarihli temel atma töreninden bir program; Toledo Blade ve Toledo News-Bee nin 25 Ağustos 1037 tarihli ve ve 26 Ağustos 1937 den Toledo Morning Post’un iyi korunmuş kopyaları.8
Örneğin Toledo, Ohio’daki Brand Whitlock Evlerinde bulunan zaman kapsülü, mülk sahiplerinin Siyahlara ve diğer beyaz olmayan ırklara ev satmalarını engelleyen ve onları kira piyasasındaki uygun fiyatlı evlerden uzak tutarak ırksal yoksulluğun yoğunlaştığı ayrıştırılmış bölgelere yerleşmeleri için zorlayan, o zamanki ırka dayalı kısıtlama anlaşması uygulamalarıyla ilgili anlık bir görüntü verir. Siyahlar ayrımcılığa uğrayıp bakımsız ve kalabalık konutlara itildikçe, kiralık evler de yoksulluk, çürüme, güvencesizlik ve düşük konut değerleri ile ilişkilendirilmeye başlandı. Kapsülde bulunan bir belgeye göre, konutlar, Toledo şehrinde Siyahların konut kiralamasına ya da satın almasına izin verilen dört bölümde inşa edilmişti ve çoğunda elektrik ya da su sistemi yoktu. Bölgenin koşulları, veremin birçok çeşidi dahil olmak üzere kötü sağlık koşullarını ve aynı zamanda ahlak dışı davranış ve suç oranlarını da körükledi.9 Kapsüldeki bir başka belge, Siyah sivil haklar aktivisti eczacı Bayan Ella P. Stewart’ın, “Toledo’daki Zencilerin meslek ve eğitim alanındaki gelişimlerini vurgulayarak onların tarihini ve ilerleyişini anlattığı” bir konuşmasını içeriyordu.10
Brand Whitlock zaman kapsülü, Siyahların 1937 itibariyle yetersiz de olsa varlığını ispatlarken, onların geleceğe dair radikal biçimde değişen umutlarını da gösteriyordu. Zaman kapsüllerinin ciddi bakımsızlık sebebiyle yıkılan konutlardan çıkarılması, normal standartlarda kapsüllerin içerdiği beklentilerin yerine getirilmediğini düşündürebilir ya da belirli bir açılış tarihi içermediği için en başta bir zaman kapsülü olarak değerlendirilmemesine sebep olabilir. Bir başka yönden bakarsak, bu zaman kapsülünün içerdiği vizyon gerçekleşseydi, kapsül hiçbir zaman bulunamayabilirdi; çünkü o zaman konutlar ihmal ve yetersiz yatırımdan muzdarip olmazdı. Standart bir zaman çizelgesiyle karşılaştırıldığında Brand Whitlock Evleri zaman kapsülünün ortaya çıkarılması, Siyahlar için ilerlemenin doğrusal olmadığını ve farklı bir zaman anlayışlarına sahip olduklarını gösterir. Bu kapsül, Siyahların anılarını ve gelecek vizyonlarını nesiller boyunca ve nesiller arasında aktarma yollarına duydukları ihtiyacın bir ifşasıdır da aynı zamanda.
Quantum Zaman Kapsülleri
Kuantum zaman kapsülleri gelişmeci, doğrusal, yerel, kaderci zaman gettolarında izole edilmiş -aksi takdirde zamansal boyutlara geçişi engellenecek olan- ezilen Siyahlar ve Beyaz olmayan diğer insanlar için zamansal teknolojilerdir. Kuantum zaman kapsülleri hem gelecek kuşaklarla hem de atalarla iletişime geçerek, geçmişte ya da gelecekte herhangi bir noktaya mesajlar veya objeler gönderebilir. Bunlar genelde görünmez hale gelen objeleri ve hikayeleri dahil edip doğrusal uzay-zamandan sıyrılarak bizim geçmiş, bugün, gelecek, tarih ve ilerleme kavramlarımızı rahatsız ederler. Geçmişle iletişim ve gelecekle bağlantı yöntemi olarak kuantum zaman kapsülleri, zaman ile ilgili miadı dolmuş ön kabullerimizin ve anlayışlarımızın düzenin bozar ve onları sorgulamamızı sağlar.
Siyahların kültürel üretimleri ve hafıza mekânları; sermayeye el koyma, sömürü ya da kapital birikimi için kullanılmadığı sürece beyazların bakışı için yok hükmündedir. Köleleştirilmiş Afrikalı ve Siyahların mezar alanlarındaki kulübeler kazıldığında, araştırmacılar, “çeşitli hurda yığınlarından”11 ibaret gibi gözüken eserlere rastladılar. Bu eserleri beyazların bakışından ve hayal gücünden çözüp çıkarabilmek için, onları sadece işlevsellikleri ile değil, ayrıca enerji depolayan, bağlamı ve öznelliği yeniden oluşturan hafıza ve anlam eserleri olarak görmek gerekiyor. Metalaşmış değerlerinden kurtulduktan sonra, kuantum zaman kapsülünün içine yerleştirilen ya da içinden çıkan bu “hurda”ların anlatacak ilgi çekici hikâyeleri vardır.
Bu büyük büyükannemin
Bu şanslı sıcak tarak
Seni iş sahibi yapacak
O yoksul evden kurtaracak
Büyükanneni gettodan çıkaracak
Ve Anneni sekizinci bölgeden dışarı çıkaracak
Amerika’da bu sıcak tarak
Bir portal
Siyahların Zaman Kapsülleri
William Faulkner “Go Down,Moses”ta “çömlek parçaları, kırılmış şişeler eski tuğla ve diğer objeler içeren, başta önemsiz gibi görünen ama aslında derin bir anlam içeren, dokunması ölümcül, hiçbir beyaz adamın okuyamayacağı” bir siyahi mezarlığı tanımlar.12
Çömlekçi tarlası 20. yüzyıl boyunca Birleşik Devletler’de, fakir, kimliksiz, ya da sahipsiz insanların gömülmesi için ayrılmış ve aynı zamanda sıklıkla özgür ve köle Siyahların da gömüldüğü bir mezarlık alanıdır. Bugün çömlekçi tarlalarının yerlerini tespit etmek zor. Sadece kısa bir süre kullanıldılar. Onların yerini işaret eden tabelalar ya çok azdı ya da hiç yoktu, eğer mezar taşları varsa bile bunlar ya çok basitlerdi ya da çok iptidaiydi. Bu alanlar, “Afrikalı Amerikalılara Yeni Dünya’da en azından kısmen Afrika pratiklerine dayanan Afro-Amerikan kültürel uygulamalarını geliştirme fırsatı vermiş gibi görünen” defin uygulamalarına bir pencere açması bakımından son derece önemlidir.13
ölümümüz tıpkı doğumumuz gibi bir anlam ifade eder
ona bir yol, tamamen bize ait bir beden hazırlamak
atalar geri dönüyor,
bu kez sadece kendilerine

Pensilvanya Tarihi ve Müze Komisyonu, Philadelphia’da bugün Washington Meydanı olarak bilinen bölgede bulunan ve “Yabancılar Mezarlığı” ve “Zenciler Mezarlığı” olarak bilinen Çömlekçi Tarlalarının en ünlülerinden birinin burada olduğunu belirtir. Bununla birlikte, Philadelphia’da başka dikkat çekici çömlekçi tarlaları da vardır. Kuzeybatı Philadelphia’da, Germantown mahallesinde 1755 yılında kurulmuş “Germantown’un herhangi bir yerinde ölen tüm yabancılar, zenciler ve melezler için ebedi olarak” ayrılmış bir çömlekçi tarlası vardır. Ancak, 1921’de bu alanın üzerine bir oyun sahası inşa edilmiştir. Uzun süredir burada yaşayan bir kişinin hatırladığına göre: “Beyzbol oynarken kale olarak kullandığımız taşlar eski mezar taşlarıydı.”14 Daha sonra, 1955’te Philadelphia Konut İdaresi (PHA), Germantown çömlekçi tarlası’nın üzerine Queen Lane Apartmanları’nı inşa etti. Beyazların göçünün (white flight) çoktan başlamış olduğu ve bu bölgenin imara açılmadığı bir dönemde, Queen Lane düşük gelirli “beyaz olmayan” 119 kiracıya ev sahipliği yapacak şekilde planlanmıştı. Ülkenin dört bir yanındaki diğer konut projelerinde olduğu gibi, federal yatırımların kesilmesi ve ihmaller nedeniyle Queen Lane zamanla ciddi bakım ve yaşam kalitesi sorunlarıyla karşı karşıya kaldı ve nihayet yıkım kararı alındı.
PHA, yıkım ve yeniden inşa için alanı hazırlarken, topluluk ve koruma grupları mezarlığın korunması ve anıtlaştırılması için taleplerde bulundu. PHA, inşaatın çömlekçi tarlası’nın sınırları dışında yapılmasını sağladı ve alanın arkeolojik incelemesinin yapılması ve korunması için finansman temin etti. İnceleme alanında yaklaşık 6.000 eser bulundu. Alanı kazan arkeologların tanımıyla bunların çoğu “evsel nitelikte seramikler, cam eşyalar, hayvan kemikleri, mimari kalıntılar ve arasında tütün pipoları, müzik aletleri parçalarının da bulunduğu kişisel eşyalar”dan oluşuyordu.”15 Bu buluntular, Kuzey Amerika’daki köle mezarlıklarında sıklıkla görülen, mezarların yüzeyinin seramiklerle ve diğer objelerle dekore edilmesi pratiğiyle tutarlıydı.16
2015 yılında eski Queen Lane alanına nihayet elli beş yeni konut birimi inşa edildi. Kuleyle beraber yıkılan 1921’de yapılmış oyun sahası henüz inşa edilmemişti ve bu da gençler için zaten mevcut oyun sahası eksikliğini arttırıyordu. Yerel topluluk, belediye ve PHA oyun alanına yeni bir yer bulma ve çömlekçi tarlasının nasıl kullanılacağına karar vermeye çalışırken, bu alanın çevresine çitler çekilmiş ve tarihsel bir dönüm noktasının simgesi olarak koruma statüsünde olduğunu belirten bir levha ile işaretlenmiştir. Şu anda mahalledeki gençler kendilerine ayrılacak özel bir alanın tahsisini beklerken sıklıkla çiti tırmanarak sahaya girip beyzbol oynuyorlar. Bu durum, geçmiş, onun üzerinden tanımlanan şimdiki zaman ve gelecek arasındaki ilişkinin güçlü bir şekilde ıslah edilişine ve yeniden yapılandırılmasına bir örnek teşkil ediyor.17
Philadelphia’nın güneyindeki başka bir bölgede, bugün Queen Village olarak bilinen yerde (Germantown’daki Queen Lane ile ilgisi olmayan), aktif Weccacoe oyun sahası ve toplum merkezinin altında bir yüz yıldan uzun süredir gömülü başka bir çömlekçi tarlası bulunmaktadır. Weccacoe, mahallenin orijinal Lenape adının yeniden yazımı olan “Hoş Yer” anlamına gelmektedir. Alan daha sonra sömürgeleştirilip “Yeni İsveç” ve ardından William Penn tarafından “Southwark” olarak yeniden adlandırılmıştır. Philadelphia’nın ilk banliyösü olarak bilinen bu alan, daha sonra 18. ve 19. yüzyıllarda Philadelphia’da yaşayan özgür Siyahlar için bir sığınak ve toplanma alanı haline gelmişti. 1820 yılına gelindiğinde, Philadelphia’daki Siyah ailelerin üçte ikisi bu bölgeye yerleşmişti. Queen Village, uygun fiyatlı konutlara, Siyah kiliselerine ve güçlü bir topluluk hissine sahipti. Buradaki Çömlekçi Tarlası, Mother Bethel African Methodist Episcopal Kilisesi’nin kurucusu Richard Allen tarafından 1810 yılında inşa edilmiştir ve Birleşik Devletler’deki en önemli Afrikalı-Amerikalı mezarlık alanlarından biri olarak kabul edilir.

1950’ler ve 1960’lardaki kentsel yeniden gelişim süreci, Southwark’ın gerilemesine ve sonunda buradaki evlerin ve tarihi yerlerin yıkılmasına yol açtı. Mahalle, 1970’ler ve 1980’lerde soylulaştırıldı ve 1990’ların başlarında gayrimenkul yatırımcıları tarafından Queen Christina of Sweden’dan ilhamla Queen Village olarak yeniden adlandırıldı.18 Bugün, bu bölge şehirdeki en yüksek gelirli sakinlerin ve en değerli mülklerin bulunduğu yerlerden biri haline gelmiştir.
Yerel tarihçi Terry Buckalew 2008 yılında Octavius Catto adındaki tarihi Siyah bir figür üzerine araştırma yaparken Queen Village’deki Çömlekçi Tarlası, yeniden keşfedildi. Bugün oyun sahası, tuvaletler, tenis kortu ve topluluk merkezinin bulunduğu yerin altında gömülü olduğu bildirilen 5.000 Siyah, Philadelphia’daki Siyahların tarihi hafızasının ve bu hafızanın mekânlarının ihmal edilmesiyle ilgili tartışmaları başlattı.19 2013 yılında tarihi bir anıt olarak tanınan ve şimdi Bethel Mezarlığı olarak bilinen bu alanın geleceğini, alanın hem tarihsel anlamını korumayı hem de topluluk merkezi ile oyun sahası için yeni bir yer bulmayı planlayacak bir komite oluşturulmuştur. Ayrıca, burada gömülü bazı önde gelen Afrikalı-Amerikalıların hikayelerini belgeleyen bir web sitesi ve alanı anmaya adanmış kamusal sanat projeleri de vardır.20
Onlar, toplulukların üzerinde alanı tanzim ederler
mezarların üzerindeki oyun alanlarını,
çöplüklerin üzerindeki evleri,
okulların üzerinde hapishaneleri, hafızayı çarpıtıyor,
gerçeği yıkıyor,
belirsizliği yaratıyorlar
Queen Lane ve Queen Village Çömlekçi Tarlaları, kaderin ağlarıyla birbirine bağlanmıştır ve bu durum buradaki toplulukların geçmişi yeniden hatırlama ve koruma çabaları, mevcut topluluk planlama ve oyun alanı ihtiyaçları ve bu alanların gelecekteki kullanımları arasında bir gerilim yaratır. Doğrusal zaman anlayışına göre bu gerilimler kapsüllere yerleştirilen şeylerin seçimiyle yatıştırılabilir, geçmişten ayrılıp gelecektekiler tarafından açıldığında geçmişten tecrit edilip tarih olarak kristalleşebilir; ancak bir kuantum zaman kapsülünde, zamansal gerilimler beklenir ve bunlar dinamik olabilir: etkilenmeye ve olasılıklara açıktır. Topraktan çıkan kültürel eserler ve geri kazanılmış zaman-mekânlar, binaların ve beton mezar taşlarının altından kurtarıldığında, çömlekçi tarlaları Siyah kültürel hafıza, zaman ve mekân için açık hava anıtlarına dönüşür. Aynı zamanda, bu kutsal alanlar konutları, topluluk alanları ve oyun alanlarını bu ortak zaman-mekânlarda bulunan tüm neşe ve travma frekansları ile birlikte barındıracak kadar güçlenir.
Bu sana ait değil
Bu sır, eskiden gelen bu gelecek için saklı
bir kuantum olay, hafızayı haritalayan, yolu,
çıkışı gösterir.
Kuantum, gerçeği haritalandırıyor.

Döşeme Altı Çukurları ve Kölelik Dönemi Kapsülleri
Belki de bu alanlarda bulunan en merak uyandırıcı kişisel eşyalar saat parçalarıydı: Carter’s Grove’da (CG715B) bir saat kurma anahtarı ve kalaylı bir anahtar bulundu. Geç 18. yüzyıldan kalma Utopia yerleşkesindeki bir çukurda ayrıca kalaylı bir oyuncak cep saati de bulundu. Kol ve duvar saatlerinin onlara sahip olan ve onları anlayan bireylere güç verdiği öne sürülmüştür; ancak bu güç genellikle bir kol saatine sahip sömürgecinin köle üzerindeki gücüdür.21
Döşeme altı çukurları, evin zemin tahtalarının altındaki toprağa oyulmuş boşluklardır. Arkeolog Patricia M. Samford, Virginia’da köleleştirilmiş Afrikalıların evlerinde, kulübelerinde ve yaşam alanlarında bulunan 100’den fazla döşeme altı çukurunu incelemiştir.22 Samford, bu çukurların kişisel eşyalar veya kök sebzeler için bir depolama alanı olarak işlev görmenin ötesinde, 17. ve 19. yüzyıllar arasında Batı Afrika’ya özgü ruhani tapınaklar olarak da hizmet ettiğine dair kanıtlar bulmuştur. Bu alanlarda bulunan eserler arasında şunlar yer almaktadır: deniz kabukları, renkli cam ve kil boncuklar, demir ve bakır parçaları, seramik kaplar, tütün pipoları, ayna camı, misketler, paralar, kemik taraklar, keman parçaları ve ağız arpları, muska gibi ruhani objeler. Bazı objeler üzerinde kazımalar bulunmuştur. Diğer objelerin kehanet araçları olduğu düşünülmüştür.
Bazı yaşam alanlarında birden fazla çukur bulunmaktaydı. Bir çalışmaya göre, “Döşeme altı çukurları, içerdikleri şeylere erişimi zaman alıcı, kamusal olarak gözlemlenme olasılığı daha yüksek ve dolayısıyla toplumsal olarak hesap verebilir hale getirerek güvenlik işlevini yerine getirir,” bu da Chesapeake köleleri arasında daha güçlü bir topluluk duygusunu teşvik ederdi.23 Döşeme altı çukurlarında bulunan eserler, kökleşmiş anıların temsilidir. Bu, psikolojik, fiziksel ve zihinsel savaşlarla yüzleşirken, anıları kaybolmaktan korumanın da bir yoluydu. Döşeme altı çukurları, köle sahiplerinin gözetiminden kaçan ve günlük hayata geri dönmek için bekleyen, özel değere sahip nesneler için kuantum zaman kapsülleri olarak işlev görürdü.
Özgürleşen İnsanların Zaman Kapsülleri
1991’de bir inşaat ekibinin kepçesi, eski köleler tarafından gömülmüş bir zaman kapsülünü ortaya çıkardığında, bu değirmen kentinin Eski Güney’e dair bazı fikirleri ve sembolleri sarsılmaya başladı. Kapsül, üç inç derinliğinde bir teneke kutuydu ve eski bir şehir merkezindeki mağazanın bir granit bloğuna gömülmüştü. Kapsül, madeni paralar, dini kitapçıklar, gazeteler ve kişisel eşyalar dahil olmak üzere çeşitli nesneler içeriyordu; bunlar arasında “Başkan U.S. Grant” yazılı bir 1868 rozeti de vardı.24
Danville Güzel Sanatlar ve Tarih Müzesi, Konfederasyon Başkanı Jefferson Davis’in geçici evi olarak hizmet görmüş olan eski bir Konfederasyon malikanesidir ve “Konfederasyonun Son Başkenti” olarak bilinir. Müze, 1960’larda yalnızca beyazlara açık bir kütüphaneye dönüştürüldü ve 1974’te müze haline geldi. Danville’in Siyah topluluğunda ayrımcılığın ve Eski Güney’in bir sembolü olarak görülmesine rağmen, müze, 1870 yılında eski köleler ve Hayırsever Gerçek Dostlar Derneği üyeleri tarafından gömülen bir zaman kapsülüne ev sahipliği yapmaktadır. 1993’te yapılan zaman kapsülü sergisi, Danville’deki Siyah ve beyaz toplulukları birleştirme ve kasabanın Siyah tarihine dair daha eksiksiz bir hikâye anlatma fırsatı olarak kullanıldı.25
ABD’nin altyapısını inşa etmek için toprağın derinliklerini elleriyle kazan isimsiz, tutsak işçiler açısından bakıldığında, her türlü gizli zaman kapsülünü kökünden çekip çıkarabiliriz. Hayatta kalma amacıyla, köleleştirilmiş Siyahlar ve özgürleştirilmiş Siyah işçiler —orijinal hakiki işçiler— doğrusal zamanın karmaşıklıklarını diğerlerinden daha iyi anlamaya başlamışlardı. Atalarımızın yıldızları takip ederek yollarını buldukları gibi, beyaz Batı’nın zaman çizelgelerinde ustaca gezindiler. Özgürlük Bildirgesi’nden çok önce, İç Savaş sırasında ve sözde özgürlüğün sonrasında bile birbirlerini özgürleştirmek için zaman ve mekânda ustalıkla yol aldılar. Zaman kapsülleri, geçmişin, kendi şimdilerinin ve zaman kapsülünün bulunduğu yerde her türlü geleceğin zamansal alanlarını altüst eden korumalı bir tohum gibi toprağa ya da beton köşe taşlarına dikilmiş tasavvurlardı.
Rahip Christopher Rush, 1853’te First African Methodist Episcopal Zion Kilisesi’nin temel taşını koyduğunda, içine bir zaman kapsülü yerleştirdi. Bu kapsül, bir İncil, bir ilahi kitabı ve iki New York gazetesi olan The Tribune ve The Sun’ın kopyalarını içeriyordu. Bunlar, gelecekteki New Yorklular için hatıralardı. Kölelikten kaçan ve African Methodist Episcopal Zion Kilisesi’nin ikinci atanmış piskoposu olan Rush, kilisenin ilk vaazını da vermiştir.26
Rahip Christopher Rush, 1798’de kölelikten kaçmış ve New York’a gitmişti. Ondan habersiz olarak, First African Methodist Episcopal (AME) Zion Kilisesi’nin temel taşına bir zaman kapsülü koymadan sadece iki hafta önce, kilisenin üzerinde bulunduğu toprak, Central Park’a yer açmak amacıyla istimlak edilmişti. AME Zion Kilisesi, 1825’te Seneca Köyü olarak bilinen bu araziyi satın alarak özgür Siyahların başka bir yerden arazi satın almasına olanak tanımış ve bu arazide evler kurarak bir topluluk inşa etmelerini sağlamıştı. Seneca Köyü, özgür Siyahların çok fazla siyasi güç kazanmasından endişe eden beyaz politikacılar tarafından yıkım için hedef haline getirilmişti.27
Seneca Köyü’nün yok edilmesinden yaklaşık yirmi yıl sonra, 1871 yılında, Central Park’ta yeni bir giriş yapılırken bir Siyaha ait tabut ortaya çıkmıştır. Bu yeni giriş, AME Zion Kilisesi’nin mezarlığı olan alandaydı.28 2000’li yılların başına kadar bölgeyi korumak veya kazmak için başka bir girişimde bulunulmamıştır.
Seneca Köyü’nün AME Zion Kilisesi’ne ait kayıp zaman kapsülünün köşe taşı, Batı’nın doğrusal zaman çizelgelerinin Siyah bedenlere karşı açıkça düşman olduğunu ve onların kendi geleceklerine erişimlerini kasıtlı olarak engellediğini gösterir. Bu, aynı zamanda Siyah mezarlıkların beyaz ilerlemenin kelimenin tam anlamıyla altyapısını oluşturduğunu ve zaman içinde Siyahların yaşam alanlarına ve ölüm alanlarına giden bir soylulaştırma dalgası yarattığını bir kez daha ortaya koyar. Ölümümüzde bile, bize dinlenme zamanı ya da mekânı tanınmaz.
Kilise altında, zaman
bir ilahidir,
bir özgürlük teklifidir
Anıtsal Zaman Kapsülleri
2019 yılında, işçiler Rochester, New York’taki Highland Park’ta bir Frederick Douglass heykelini, onuruna yapılacak bir anıt alanına taşımaya hazırlanırken, heykelin granit kaidesindeki küçük bir oyukta bir zaman kapsülü keşfedildi. Heykelin, ABD’de bir Siyaha adanmış ilk anıt olduğu düşünülmektedir; 1899 yılında Siyah aktivist John W. Thomas tarafından sipariş edildikten sonra New York’taki Grand Central Terminal’in önünde açılmış ve 1941’de Highland Park’a taşınmıştır. Heykelin içinde bulunan eski teneke kutu gazeteler, kitaplar, haritalar, şehir kararları ve 1898 yılına ait bir takvimle doluydu. Kapsülün içeriğinde, heykel ilk taşındığında içine yerleştirilen 1941 tarihli gazeteler, bir konuşma metni ve diğer bazı gazeteler de bulunuyordu.

Zaman kapsülünün belgeleri suya maruz kaldığı için kurtarılamaz hale gelse de gerçek zaman kapsülü heykelin kendisidir. Bu, gömülmemiş bir kuantum zaman kapsülüdür, yeniden düzenlenmeye açık hem eski hem de yeni anıları barındırabilen ve üretebilen bir yapıdır. Bu anıtsal yapı, birden fazla zaman dilimini ve ölçeğini kapsar ve geçmiş, şimdi ve gelecekteki hafıza alanlarına uzanır.
Heykeldeki bronz Frederick Douglass temsili, 1863 yılında, Kölelikten Kurtuluş Bildirgesi imzalandıktan kısa bir süre sonra Douglass’ın Rochester’da verdiği bir konuşmayı yeniden canlandırır. Heykelin zaman dokusunda 1863, 1898, 1899, 1941, 2019 ve diğer tarihler iç içe geçmiştir. Heykelde ayrıca Douglass’ın bedeninde otorite ve güç simgesi olan bir saat zinciri yer alır. Douglass, ayrıca, Rochester’da yayımladığı ve köleleştirilmiş Siyahların özgürlük yolunu takip ederken önemli bir zamansal işaret olan “Kutup Yıldızı” gazetesinin adını taşıyan takımyıldız heykelleriyle çevrelenmiştir.
2018 yılında Douglass’ın 200. doğum günü anısına, orijinal heykelin on üç kopyası yapıldı ve şehrin çeşitli yerlerine bir tarih turunun parçası olarak yerleştirildi. Bu kopyalardan ikisi farklı olaylarda tahrip edildi, ancak her ikisi de sonunda yenilendi. 2020 yılında, kopyalardan biri yerinden çıkarıldı ve bir uçuruma atıldı. Trump’a göre bu eylem anarşistler tarafından gerçekleştirilmiş olsa da NAACP’ye göre bu eylem, konfederasyon heykellerinin kaldırılmasına tepki gösteren beyaz üstünlükçüler tarafından yapılmıştı.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE DERS ÇIKARMAK ADINA29
Frederick Douglass zaman kapsülünün keşfinden dört yıl önce, Asheville, Kuzey Carolina’da tartışmalı Vance Anıtı’nın restorasyonu ve onarımı sırasında temel taşına gizlenmiş bir zaman kapsülü bulundu. 1897’de inşa edilen altmış beş metrelik granit blok obelisk, İç Savaş valisi, senatör, köle sahibi ve muhtemel Ku Klux Klan Büyük Ejderi Zebulon Baird Vance’e bir saygı ifadesi olarak yapılmıştı.
Daha da ilginç olanı, zaman kapsülünün içindekiler arasında güçlü bir karşı-tarih parçasının ortaya çıkmasıydı: 1890’larda iki yıl boyunca yayın yapmış ve zaman kapsülünün ortaya çıkarılmasından önce hiç görülmemiş, sadece kaynaklarda atıfta bulunulan Siyah gazetesi The Colored Enterprise‘ın bilinen tek kopyası.
Mart ayında, Vance Anıtı’nın temelinde bulunan bir zaman kapsülü Asheville’in 1890’lardaki Afrika kökenli Amerikalı topluluğunun sesini duyurdu. The Colored Enterprise, o dönemde Asheville nüfusunun yaklaşık üçte birini temsil eden bir gazeteydi ve Vance Anıtı’nın temelinde gizli bir kutuda yüzyılı aşkın süredir saklıydı. 1897 yılında anıt dikildiğinde Masonlar tarafından gizlice oraya kondu ve yakın zamandaki restorasyon çalışmaları sırasında keşfedildi. Bu zaman kapsülü, The Colored Enterprise’ın bilinen tek kopyasını içeriyordu. UNC Asheville’den tarih profesörü Dr. Darin Waters gibi akademisyenler araştırmaları sırasında bu gazeteye dair referanslar bulmuş olsalar da gerçekte bir kopyasını hiç görmemişlerdi.30

Yerel arşivciler, kapsülün içeriklerinin yerel Masonlar tarafından hazırlandığını ve bir açılış tarihi belirtilmediğini paylaştılar. Kapsülü gömen Mason locasının bir üyesi yapılan bir röportajda şöyle der: “Zaman kapsülünün muhtemelen tüm toplumu temsil etmesi amaçlanmıştı” ve ekler “tarihi olarak, Masonların beyaz, erkek bir organizasyon olduğu düşünülmüş olsa da… Masonların bir insandan tek talebi bir tanrıya inanmasıdır”.31 Vance de aynı locaya üyeydi.
Anıt restore edilirken ve zaman kapsülü çıkarılırken, 2.000’den fazla yerel topluluk üyesinin imzaladığı bir dilekçe, anıtın yakınına Siyahları onurlandıran bir işaret dikilmesi çağrısında bulundu. Anıtın varlığı ve sembolizmi etrafındaki tartışmalar, George Floyd’un öldürülmesi ve sonrasında gelen 2020 yılındaki ırk temelli ayaklanmaları yeniden alevlendirdi; protestocular ve aktivistler anıta sanat çalışmaları ve mesajlar yansıttılar ve etrafındaki sokaklarda sanat çalışmaları gerçekleştirdiler. Asheville Belediye Meclisi, 2021 yılının başlarında ezici bir çoğunlukla anıtın kaldırılması yönünde oy kullandı. Söküldükten sonra anıtın veya geriye kalan granit kalıntılarının ne yapılacağı konusundaki tartışmalar halen devam ediyor.
Vance ve Douglass anıtlarının her ikisi de tek bir zamanın ya da tekilliğin donmuş vasiyetleri olma durumlarını bozmak ve bunun yerine içlerindeki zaman kapsüllerini ortaya çıkarmak için sorgulanması gereken kalıntılardır. Bu zaman kapsülleri, gelecekteki koşulları köklü bir şekilde değiştiren ve Siyahların bu anıtlarda yer almasına olanak tanıyan zamansal bir “hack” olarak işlev görür; bizlerin daha önce silinmiş olduğumuz yerlere kendi izlerimizi bırakmamızı sağlar. Bu anıtları veya içerdikleri zaman kapsüllerini kuantum zaman kapsülleri olarak düşünmek, aynı zamanda şu soruları sormayı da gerektirir: Geçmiş, gelecekten ne öğrenebilir ve gelecek geçmişe neyi iletebilir?
Zaman Kapsülü İçerikleri
Yüzeydeki düzenlemelerde belirli malzeme kategorilerine öncelik verilmiştir. Seramikler, deniz kabukları ve çakıllarda görüldüğü gibi beyaz renk önemlidir. Su ile olan ilişki de sürahiler, deniz kabukları veya suyun metaforu olarak hizmet eden aynalar şeklinde kendini gösterir. Saatler 20. yüzyıl eklemeleridir ve Ölülerin Diriliş Günü’nde ölüleri uyandırmak için saat 12’ye ya da ölen kişinin ölüm saatine göre ayarlanabilir.32
-
5 gramofon plağı
-
3 sıcak tarak
-
6 çift bambu küpe, çeşitli boyutlarda
-
Albümde 3 plak
-
5 plak (çeşitli)
-
2 kutu gramofon plağı – Madencilik Tarihi – 37 adet 10″ plak, 2 adet 12″ plak
Macon Konut İdaresi zarfının içindeki belgenin okunabilmesi için önce kurutulması gerekecek. Ayrıca, ses kaydının çıkarılabilmesi için bir telesekreter cihazına ihtiyaç duyulacak.33
● 1 şişe Hennessy (yaklaşık bir litre)
● 1 plastik kül tablası
● 1 beyaz İsa resmi
● 1 Siyah İsa resmi
● 1 kapüşonlu saç kurutma makinesi
● 10 adet Ebony dergisi, çeşitli sayılar
● 10 adet Jet dergisi, çeşitli sayılar
● 1 ışıklı makyaj aynası
● 1 plastik kumbara
● 3 plastik afro tarak
● 1 plastik saat standı
● 1 altın kaplama sigara ağızlığı
● 2 adet deri ciltli King James İncili
Tarihsel kayıtlar doğruysa, içeriğinde şunların olduğunu söyledi: anıtın dikilişi sırasında hayatta olan Susan B. Anthony’den iki broşür; Elizabeth Cady Stanton tarafından kadınların eşitliği için kaleme alınmış 1848 tarihli Senet Bildirgesi’nin bir kopyası; Monroe County yol haritası; 1856 tarihli Slavery Unmasked kitabı ve Haiti hükümetinden gelen, anıtın yapımı için 1.000 dolar (bugünün parasıyla yaklaşık 31.000 dolar) bağışladığını belirten bir mektup.34
● Farklı renklerde kalıplı cam şekerlik
● Mavi kalıplı cam çalkalayıcı ve bardak
● Kil tütün piposu kaseleri ve sapları – Özellik 10
● 4 kil misket, çeşitli boyutlarda
● 1 el terazisi
● 2 saç maşası
● 1 saç jeli şişesi
● 1 Regen’s marka çakmak
● 1 Ingraham marka bileklik saati (kadın)
Yakın zamanda konut geliştirme çalışmaları sırasında müteahhitler tarafından ortaya çıkarılan zaman kapsülü – aslında ekmek boyutunda, eskimiş bir teneke kutuydu – içinde gazeteler, Rotary Kulübü el kitabı, okul kurulunun 1924 yıllık raporu ve 1901 ile 1920 yılları arasında tarihlenen bir avuç madeni para bulunuyordu.35
● 1 Monroe hesap makinesi
● 5 mendil ve ipek eşarp
● 1 Yankee tornavida, 1 tornavida ve özel vidalar
● 12 paket Rayon bileşen parçaları ve ekranlar, 1 watt-saat ölçer, 1 tüp rayon iplik, 1 set 6 radyo tüpü
● 1 oyuncak tabanca, 1 tilt oyunu, 1 oyuncak uçak
● 1 Siyah oyuncak bebek, 1 oyuncak uçan jiroskop, 1 çekici
● 1 oyuncak tazı otobüsü, 1 traktör, 2 oyuncak bebek (beyaz), 1 yalnızca-bir-
Ranger, 1 ambulans
● 1 Donald Duck, 1 set oyuncak aletler, 1 oyuncak tank, 1 emzik, 1 balon borusu, 1 çıngırak
● 1 oyuncak binici, 18 oyuncak asker, 12 oyuncak sivil, 1 oyuncak top, 2 ilham perisi, 1 uçaksavar, 1 set daha iyi ürün örneği
● 1 blotter, 1 mühürlü mürekkep hokkası
● 1 pamuklu kumaş numunesi, 1 rayon kumaş numunesi
● 1 transkripsiyon (Kral Edward VIII)
● 1 mühürlü Masonit paketi
● 1 takma diş (Lipper), 1 kutu Micarta örnekleri (mühürlü), 1 kutu halı örnekleri, 1 kristal, 10 yüzük
● 1 plastik flüt
● 1 Siyah bebek kafası
Zaman kapsülü, The Colored Enterprise gazetesinin bilinen tek kopyasını içeriyordu. UNC Asheville’de tarih profesörü olan Dr. Darin Waters gibi akademisyenler araştırmaları sırasında bu gazeteye dair referanslar bulmuş olsalar da, gerçekte bir kopyasını hiç görmemişlerdi.36
● 1 oyuncak düdük, 1 golf topu, 1 sabun
● 1 süt şişesi kapağı, 1 plastik bıçak, çatal ve kaşık, 1 salata çatalı ve kaşık
● 1 oyma bıçağı ve çatalı, 1 cetvel, 1 tornavida
● 1 greyfurt oyucu, 1 patates ezici, 1 kepçe, 1 kaşık, 1 pankek çevirici
● 1 asbest mat, 1 kırmızı Çin tabağı
● 1 kutu pastel boya
Çeşitli seramikler, cam eşyalar, saatler, lambalar, deniz kabukları, kaşıklar, bebek kafaları, ampuller, el fenerleri, takma dişler, gözlükler, puro kutuları, kumbara, silah kilitleri, usturalar, bıçaklar, teneke kutular, misketler, çakıllar ve en az bir adet seramik tuvalet tankı dahil olmak üzere geniş bir eşya düzeni oluşturulmuştur.37
● 1 oyuncak araba, 1 oyuncak posta arabası, 1 Buddha figürü (tütsü yakıcı)
● 1 küçük Çin tabağı, 1 küçük Çin kasesi, 1 cam oklava
● 1 paket rayon kimyasalları
● 1 parça nota kağıdı
Kuzey Carolina Koleji’nin kurucusu merhum Dr. James E. Shepard’ın anıtlaştırılması için çalışan bir komite, 21. yüzyılda yaşayan Amerikalılara Zencilerin Amerikan yaşamına değerli katkılarda bulunduklarını anlatmak amacıyla, Zencilerin yaşamına ilişkin kayıtları -filmler, gazeteler, haritalar, klipler, haber makaleleri ve benzeri belgeler- eğitimci için yapılması önerilen anıtın kaidesine gömecektir.
Günümüz Zenci yaşamının bu türden ilk “zaman kapsülü,” modern dönemdeki Urban League, NAACP, kardeşlik ve dini örgütler, tarikatlar, kadın kulüpleri, gazeteler, Ulusal İş Ligi, eğitim toplulukları ve önde gelen sigorta şirketlerinin faaliyetlerini içerecektir.38
NOTLAR
1Bu metin ilk kez e-flux Architecture dergisinin Haziran 2021 sayısında yayımlanmıştır: https://www.e-flux.com/architecture/survivance/400791/project-time-capsule/. “Survivance”, Solomon R. Guggenheim Müzesi ve e-flux Architecture işbirliğiyle hazırlanmıştır. © 2021 e-flux ve Black Quantum Futurism
2Black Quantum Futurism (BQF), Camae Ayewa ve Rasheedah Phillips’in fütürizm, yaratıcı medya, diy estetiği ve marjinalleştirilmiş topluluklardaki aktivizmin kesişim noktalarını alternatif bir zamansal mercekle araştıran inisiyatiflerinin adıdır.
3 Chelsea Beimfohr ve Mary Grace Shaw, “Gizemli kasanın içindekiler insanları daha fazla soru sormaya yöneltti,” 13WMAZ, 10 Temmuz 2017.
4Çevirenin notu: baby shower
5 William E. Jarvis, Time Capsules: A Cultural History (Jefferson: McFarland & Co., 2003), 25.
6 Jeremy Rifkin, Time Wars (New York: H. Holt, 1986).
7 Nick Yablon, Remembrance of Things Present: The Invention of the Time Capsule (Chicago ve Londra: University of Chicago Press, 2019).
8 Kate Giammarise, “Kütüphane, projenin zaman kapsülünden 1930’lardan kalma eserler aldı,” Toledo Blade, 21 Şubat 2013, ➝.
9Ella P. Stewart ve Gary Franklin, “‘1930’lar Öncesi Toledo’daki Siyahların Bir Anlık Görüntüsü’ Ella P. Stewart tarafından,” Journey, 24 Ağustos 2016. ➝.
10 Aynı kaynak.
11 John D. Combes, “Etnografi, Arkeoloji ve Güney Carolina Kıyılarındaki Siyahların Gömülme Uygulamaları,” Historic Sites Archaeology Papers Konferansı 7 (1972): 54, Ross W. Jamieson’un Material Culture and Social Death: African-American Burial Practices (Tarihsel Arkeoloji 29, no. 4 (1995): 39–58) eserinde alıntılanmıştır.
12 William Faulkner, Go Down, Moses (New York: Random House, 1942), 135, Jamieson’un Material Culture and Social Death eserinde 50. sayfada alıntılanmıştır.
[13 Jamieson, “Material Culture and Social Death,” 39.
15 “Queen Lane Arkeolojisi,” Philadelphia Arkeoloji Forumu. Jamieson, Material Culture and Social Death, 50.➝.
16 Jamieson, “Material Culture and Social Death,” 50.
17 Jason Laughlin, “Germantown’da bir konut geliştirme, bir Kolonyal mezarlık ve inşa edilemeyen oyun alanı,” Philadelphia Inquirer, 27 Ağustos 2020. ➝.
19 Larry Miller, “Kutsal zemin: Siyah sömürge dönemi mezar alanları,” Philadelphia Tribune, 29 Kasım 2014, ➝ ; Michaela Winberg, “Philly’nin Siyah mezarlıkları ve koruma savaşı,” Billy Penn, 24 Mart 2019. ➝.
21 Patricia M. Samford, “Power Runs in Many Channels: Subfloor Pits and West
African Based Spiritual Traditions in Colonial Virginia” (Kuzey Carolina Üniversitesi, 2000).➝.
22 Aynı kaynak.
24 Bonnie V. Winston, “Time Capsule’s Treasures at Home in Museum Buried by Former Slaves,” Greensboro News & Record, April 22, 1993, ➝.
25 Aynı kaynak.
26 Heather Gilligan, “Tamamı Siyahlara aitbir Manhattan köyü Central Park’ı inşa etmek için yok edildi,” Timeline, 23 Şubat 2017; “Bir Köşe Taşı Koyulması,” New-York Daily Tribune, 5 Ağustos 1853, Jasmin K. Williams’ın “Park İçindeki Köy” New York Post, 13 Ağustos 2007 eserinde alıntılanmıştır. ➝.
27 Leslie M. Alexander, African or American? Black Identity and Political Activism in New York City, 1784–1861 (Urbana: University of Illinois Press, 2008).
28 Heather Gilligan, “Tamamı Siyahlara ait bir Manhattan köyü.”
29 2015’te Vance Anıtı’nın önüne yerleştirilen yeniden adama plaketindeki yazıt.
30 Emily Patrick, “1897 zaman kapsülünden Siyah tarih ortaya çıkıyor,” Citizen Times, 3 Haziran 2015. ➝.
31 Emily Patrick, “Şehir, Vance Anıtı’nın altındaki zaman kapsülünü ortaya çıkardı,”
Citizen Times, 31 Mart 2015. ➝.
32 Jamieson, “Material Culture and Social Death,” 51.
33 Stanley Dunlap, “Tindall Heights kasasının içinde ne olduğunu kimse tahmin edemedi,” Macon Telegraph, 10 Temmuz 2017.➝.
34 Marcia Greenwood, “Frederick Douglass zaman kapsülünün içindekiler kurtarılabilir mi?” Democrat and Chronicle, 24 Ekim 2019.➝.
[35 Kristin Harty Barkley, “Penn Ave. zaman kapsülü ortaya çıkarıldı,” Cumberland Times-News, 26 Ekim 2011.➝
36 Patrick, “1897 zaman kapsülünden Siyah tarih ortaya çıkıyor.”
37 Jamieson, “Material Culture and Social Death,” 50.
r.
www.gizemunlu.com