Yaygın Yanlış Bilinenler: "Beni Bir Yerden Tanıyor Gibisin"

 

 Seniha Ünay

 

Bilsart İstanbul’da İlayda Abdik küratörlüğünde düzenlenen “1+1” başlıklı sergiler kapsamında yer alan Özkan Işık’ın “Beni Bir Yerden Tanıyor Gibisin” isimli sergisi 3-13 Mayıs 2023 tarihleri arasında gerçekleşti. Sergi toplumsal cinsiyet normlarının, temsillerinin içinden çıkarak tekinsiz bir atmosferde aşina olanla karşılaşmamıza vesile olan bir kurguya sahipti. Erkek egemen paradigmanın ironik bir tasavvuru gibiydi.

 

Sergide yer alan çalışmaların birçoğunda gördüğümüz beyaz atletli, kirli sakallı figür, bana Yorgos Lanthimos’un “Köpek Dişi” (2009) filmindeki baba karakterini hatırlattı. Film, çocuklarını dış dünyadan koruma gayesinde olan anne, baba ve çocuklarının hikâyelerini anlatır. Çocuklar, türlü takıntılarla denetlenerek, kontrol altında tutularak, duyguları ve cinsellikleri erkek akıl (baba) tarafından belirlenerek büyütülürler; ancak bu, sahte, yapay bir büyüme hikâyesidir. Anne evin içerisinde ve pasifken, baba dışarıyla bağı kuran, işe giden gelen, alışveriş yapan ve kuralları koyan tek kişidir. Çocuklarsa duyusal ve bilişsel bütün becerileri ellerinden alınan, erile ait olan nesneler gibidir. Özkan’ın sergisinin de buna benzer bir erilliği ve eril söylemlerin altını oyan bir direnci olduğu söylenebilir. Sergi mekânına girdiğiniz andan itibaren gözleri olmadan da bize baktığını hissettiğimiz beyaz atletli erkek figür, gizil denetimi, üstü kapalı kontrol mekanizmalarını, baskıyı temsil eder. 

 

çocukların yaptığı resimler, sanat, çizgi film, resim içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

Özkan Işık, “İçimizden İkimiz” serisinden, soldan sağa: 146×60 cm. 146×63 cm. 146×60 cm. Jüt polyester üzerine dokuma, 2021

 

Lanthimos’un filmi de bir nevi iktidarın birey üzerindeki denetimini, tahakkümünü anlatır. Bunu sadece, babanın çocuklarını nesneleştirmesiyle değil kodlanan cümleleri, anlamını farklı anlattığı kelimeleri onlara öğreterek de yapar. Dil, bir aldatmacaya dönerken, çocukların gerçeği olur. Tıpkı Özkan’ın çalışmalarında formla, malzeme arasında salınıp duran dille çarpışmamız gibi. Sergide dil, duvara yerleştirilmiş “İçimizden İkimiz” isimli halılar, “Seni Bir Yerden Tanıyor Gibiyim” isimli yerleştirme, “Uyuyan Güzel” isimli heykelde cinsiyete atanan rolleri yeniden tayin edecek bir gerçeklik yaratır. Genel algının içerisinde öznel nüveleri barındırır. Heykelin kaidesinin üzerinde yazan “Diktiğim düşleri kestim ayrıklaştı lekesiz düşüşlerim” yazısı ise doğrudan öznel bir vurgu ile biçimi güçlendiren bir ifadeye dönüşür. Çoklu kimlikleri, cinsiyete dair değişen rolleri, öteki olanı anlamayı vurgular.  

 

duvar, iç mekan, iç mekan tasarımı, mobilya içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

Özkan Işık, “Beni Bir Yerden Tanıyor Gibisin” sergi görüntüsü, Bilsart İstanbul, 2023

 

Serginin başlığı da benzer bir dil oyunuyla belirlenir; “Beni Bir Yerden Tanıyor Gibisin”. Aynı zamanda serginin adıyla da müsemma beyaz atletli karakter hayatın her alanına yayılan prototip bir erkeklik figürüdür. Bunun emarelerini bıyığında, atletinde, sakalında tüm sergi boyunca görürüz. Tekinsizdir; ama “onu/seni bir yerden tanıyor gibiyiz”dir de. Bu tanışıklık söylemi, kendisi ile bunu söylediği kişiye daha önce aynı mekânda, aynı zamanda bulunmuş olma ihtimalini doğurur. Özkan Işık, sergi konuşmasında bu sözü en çok duyduğu yerin, bir iki kere gitmek zorunda kaldığı kahvehaneler olduğunu söyler.[1] Kahvehaneler, hegomonik erkekliğin sürdürüldüğü, birbirini körüklediği, eril söylemlerin yeniden ve yeniden inşa edildiği alanlardır. Özkan Işık ise bu sorunun muhatabı kahvehane erkeğinin tam da karşısında durarak, rolleri değişerek belki de hatta cümlenin üstü kapalı tehdidini açığa çıkartarak sorar: “Beni bir yerden tanıyor gibisin”.

 

sanat, ekran görüntüsü, iç mekan içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

Özkan Işık, Beni Bir Yerden Tanıyor Gibisin, 4’08”, Video, 2023

 

Bu söylemi sergideki videolarda izlediğimiz Özkan’ın büründüğü roller daha da görünür kılar. Özkan, tam da bu tanıdık prototip, hegemonik erkek figürün rolünü taklit eder. Mahallede yol kenarına çömelmesini, elinde tespihle caka satmasını, sokaktaki kabadayılığını taklit eder. “Seni çok iyi tanıyorum” demenin başka bir yoludur bu. O yüzden dokuma çalışmalarındaki allı güllü motifler, morlar pembeler içindeki bu prototip erkekliğin karşısına bedenen fiziki gerçekliğini koyar belki de. Bu videoda motife dönmüş erkek hareketleri oryantalist iki kanat perde arasında izlenir. Bu tekrarlı hareketler yaygın yanlış bilinen erkeklikleri yineler ekranda.  Aynı videoda yatan; ancak görünmeyen figüre başka bir atletli figür bakar; tepeden, ısrarcı… Tam işaret edilemeyen, tahakküm altına alan, baskıcı, denetleyen ve yatak odasına sızan filmdeki baba gibi.

 

duvar, mobilya, iç mekan, masa içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

Özkan Işık, “Seni Bir Yerden Tanıyor Gibiyim”, Video Loop, 100x60x40 cm, Jüt Polyester Üzerine Dokuma ve Şekillendirme, 2023

 

Aynı videonun sağ tarafında dokumalarla oluşturulmuş bir komodin, abajur ve resim çerçevesinden oluşan bir yerleştirme var. Odanın bir yatak odası olduğunu pekiştiren bir kurgu bu. Komodin üzerindeki çerçeveden izleyebildiğimiz videosunda belli aralıklarla bize bakar Özkan, nadiren göz göze geliriz. Sabırla bakmak gerekir ona, göz göze gelmeme ihtimalini, ondan gözünü kaçırdığın an kaçıracağın teması bilinçli tercih eder. Uzun uzun bakmanın, görmenin, daha da ötesi anlamanın anahtarını video kadrajına bırakır. Aynı odanın tam karşısına konuşlanan dokuma kaide üzerinde anıtsallaşan atletli erkek figür eciş bücüş durur. Adı, “Uyuyan Güzel”. Sergiyi bir akışta izleyeceksek, son cümleyi çoklu erkekliklerin arasında yok olmaya evrilmiş, iradesi kırılmış bir prototip imgesiyle kurar Özkan. Bu imge, şiddet ve baskıyla hayatı kuşatanı temsil eder mi?

 

sanat, iç mekan, duvar, koyu içeren bir resim Açıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

Özkan Işık, “Uyuyan Güzel”, Video Loop, 180x80x80 cm, Jüt Polyester Üzerine Dokuma ve Şekillendirme, 2023

 

Özkan Işık’ın çalışmalarının tekstille olan ilişkisi, dokuma eylemi bu sergide kendini çoğaltırken katmanlı bir yapıyı açık eder. Dokumaların ironik anlatısı gerçeğin suretine; gündelik yaşamın söylemleri şiirsel bir dile dönüşür. Dokuma pratiği erkeklik prototipini aşındırırken, cinsiyete atanan el işi eylemini de ters yüz eder. Malzeme tanıdık bir yerden bizi sımsıkı sararken “köpek dişi”mizi sızlatır.  

 

 


[1]Özkan Işık ve İlayda Abdik’in 03 Mayıs 2023 tarihinde Bilsart İstanbul’da yaptıkları sergi 

konuşmasından alıntılanmıştır.

Bu metinde yer alan fotoğraflar, Bilsart İstanbul ve sanatçının izniyle kullanılmıştır.